Hürriyete Karşı Suçlar (TCK m.106-m.124)

Hürriyete Karşı Suçlar (TCK m.106-m.124)

Merhabalar, Bugün sizlere Hürriyete Karşı Suçlar (TCK m.106-m.124) başlığı altında önemli ve kapsamlı bilgiler sunacağız. Google’da en fazla aratılan konulardan biri olan bu başlık hakkında web sitemize geldiğinize göre, siz de bu konuya dair bilgi sahibi olmak istiyorsunuz. Yazımızda, ihtiyaç nedeniyle Hürriyete Karşı Suçlar (TCK m.106-m.124) dair merak ettiğiniz her detaya yer vereceğiz. Sizler için hukuki süreçlerin nasıl işlediğini, hangi durumlarda bu davaların gündeme gelebileceğini ve bu konuyla ilgili bilinmesi gerekenleri sade bir dille açıklayacağız. Her adımı daha net ve anlaşılır kılmak için hazırladığımız bu yazı, ihtiyaç nedeniyle Hürriyete Karşı Suçlar (TCK m.106-m.124) konusunda kapsamlı bir rehber niteliğinde olacaktır. Daha fazla bilgi ve profesyonel hukuki destek için Nuroğlu Hukuk Bürosu ile iletişime geçebilirsiniz. Hukuki süreçlerde sizlere en iyi desteği sağlamak için yanınızdayız. Bize 0850 241 06 30 numaralı telefondan ulaşabilirsiniz. Yazımızda ihtiyacınız olan tüm bilgileri bulabilir, Hürriyete Karşı Suçlar (TCK m.106-m.124) hakkında detaylı ve faydalı bilgiler edinebilirsiniz. Keyifli ve faydalı bir okuma olmasını dileriz!

Hürriyete karşı suçlar (TCK m.106-m.124) ; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106-124 maddeleri arasında düzenlenmiştir. Bu maddeler sayesinde kişinin; düşünceleri ve davranışlarına müdahale edilemez.

Kişilerin özgür şekilde hareket etmesi, hür irade altında bulunması koruma altındadır. Hürriyete karşı suçlar (TCK m.106-m.124)’e göre; kişilere karşı işlenen suçlar bölümünde düzenlenen bu davalar için; konusunda uzman ve deneyimli  bir avukat ile iletişime geçebilir, konu hakkında ayrıntılı bilgi alabilir ve dava sürecinizi başlatabilirsiniz.

Tehdit Suçu ve Cezası (TCK m.106)

Bir kişinin; maddi ya da manevi değerleri üzerinden, istenilen şeyi yapmaması durumunda, zarar görebileceğini bildiği ve kişinin iradesi olmadan, istenilen şeyi yapmaya zorlanması tehdit suçudur.

Tehdit suçu ve cezası (TCK m.106)’da düzenlenmiştir. Buna göre;

  • Tehdit suçunun cezası 6 ay ile 2 yıla kadar hapis cezası olarak verilir.
  • Tehdit suçunun mal varlığına karşı yapılması durumunda; kişinin 6 aylık cezasına adli para cezası da eklenir.
  • Tehdit suçu en basit halinde şikâyete tabidir. Nitelikli olması durumunda; şikâyet bağlı olmaz ve soruşturması resen yani bağımsız şekilde devam eder.

Tehdit suçunun ana konusu kişinin hareket etmesi ve karar verme özgürlüğü üzerine kuruludur. Böylece kişilerin huzur ve sükunu korunurken; güvensizlik hissinin oluşması engellenmesi sağlanır.

Fail mağdura ya da yakınına herhangi bir saldırı gerçekleştireceğini ileri sürerse bu suç oluşturur. Eğer haklı bir gerekçe varsa, tehdit suçu oluşmaz. Örneğin ev sahibi kiracı arasındaki durum, buna en güzel örnektir. Kira ödenmediği takdirde, ev sahibinin tahliye edebileceğini söylemesi, suç teşkil etmez.

Hürriyete karşı suçlar (TCK m.106-m.124)’de belirtildiği üzere; tehdit suçunun oluşması için, failin saldırı tehdidi yapması gerekir. Yani mağdur sadece korkmuş olmamalı, mağdur üzerinde ciddi endişelerin oluşması gerekir. Tehdit suçu Asliye Ceza Mahkemeleri tarafından yürütülür.

Şantaj Suçu ve Cezası (TCK m.107)

Bir kişinin yükümlü olduğu ya da olmadığı şeyi yapmaya ya da yapmamaya zorlanması, şantaj suçuna girer. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun şantaj suçu ve cezası (TCK m.107)’de açıklanmıştır.

Tehdit suçunun bir başka özel şekli olarak düşünülen şantaj suçu; telefonla ya da mesaj yoluyla yapılması çok daha yaygındır.

Şantaj suçunu işlerken malzeme olarak kullanılabilecekler;

  • Kişiler arası yapılan görüntülü aramalarda alınan ekran görüntüleri,
  • Sosyal medya kanallarında yapılan görüşmeler,
  • Telefon üzerinden, kişilerin birbirine yazdıkları sözler kullanılabilir.

Şantaj suçunun cezası 1 yıl ile 5 yıl arasında hapis cezası ve 5bin güne kadar adli para cezası olarak verilir. Ceza tek adli para ya da hapis cezası olarak değil, ikisi birden şeklinde verilir. Asliye Ceza Mahkemeleri’nde dava görülür.

Bazı durumlarda hâkim; hapis cezası yerine adli para cezası verebilir. Adli para cezasının ödenmemesi durumunda, ceza hapis cezası olarak devam eder. Bunun yanında şantaj suçunda, hükmün açıklanmasının geriye bırakılması da olabilir.

Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması için; kararın kesinleşmesiyle birlikte, 5 yıllık denetim süreci başlar. Kişi denetim süreci boyunca herhangi bir suça karışmazsa, ceza kararından herhangi bir sonuç çıkmaz.

Şikâyete tabi olmayan suç; mağdur kişinin şikâyeti olmasa ya da yaptığı şikâyeti geri çekmiş olsa da yargılama devam eder. Yine duruma göre şantaj suçuna verilen hapis cezasının ertelenmesi kararı da verilebilir.

Cebir Suçu ve Cezası (TCK m.108)

Türk Ceza Kanunu’nda cebir suçu ve cezası (TCK m.108)’de belirtilmiştir. Bir kişinin; fiziki güç dolayısıyla maruz kaldığı zorlayıcı hareketlerdir. Aynı zamanda kasten yaralama suçunu da kapsar.

Ancak cebir ve kasten aralama suçu arasında fark bulunur. Kişinin, başka kişiye, bir şeyi yapıp yapmaması durumunda gerçekleşir. Kasten yaralama için, böyle bir sebebe gerek yoktur. Yani kasten yaralamada manevi baskı da bulunur.

Cebir suçu, şikâyete tabi bir suç değildir. Aynı zamanda cebir suçunu gerçekleştiren kişiye, kasti yaralama suçundan dolayı, cezanın üçte birinin yarısına kadar artırılarak ceza uygulanır. Cebir suçu Asliye Ceza Mahkemesi ya da Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yürütülür.

Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma (Hürriyeti Tahdit) Suçu ve Cezası (TCK m.109)

Hürriyete karşı suçlar (TCK m.106-m.124)’de açıkça belirlenmiştir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’na göre kişiyi hürriyetinden yoksun kılma (hürriyeti tahdit) suçu ve cezası (TCK m.109)’da düzenlenir.

Kişinin bir yere gitmek ya da bir yerde kalmak arasındaki tercihlerinden ve özgürlüğünden mahrum edilmesi, kişinin hürriyetinden yoksun kılma suçuna girer. Şikâyete tabi olmayan suçlardan olup, savcılık tarafından resen soruşturmaya tabidir.

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suç unsurları;

  • Seçimlik hareket suçları arasındadır. Kişinin bir yerden bir yere gitmesi ya da bir yerde kalması engellenir.
  • Suç, herkes tarafından işlenebilirken; hareket yeteneğine sahip herkes, mağdur konumunda olabilir.
  • Suç kasti olarak işlenir. Suçun oluşması için; hareketin engellenmiş olması yanında, herhangi bir süresi yoktur. Ancak engellemenin belli süre devam etmesi gerekir.

Hürriyeti tahdit suçunun farklı ceza unsurları bulunur. Buna göre;

  • Suçu işleyen kişi; mağdur kişiyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmeye ya da kalmaya zorlarsa 1 yıl ile 5 yıl arasında hapis cezası verilir.
  • Suçlu kişi; hürriyeti tahdit suçu yanında tehdit ve hile kullanmışsa, 2 yıl ile 7 yıl arası hapis cezası vardır.
  • Suç birden fazla kişi yardımıyla ve silah zoruyla, kişinin kamu görevini kötüye kullanmak suretiyle; üst soy, alt soy, eş ve çocuğa karşı bedensel ve ruhsal olarak kendini savunması mümkün olmayan kişilere karşı işlenmişse, yukarıda belirtilen cezalar, bir kat artırılır.

Suça maruz kalan kişi, ekonomik kayıp yaşarsa, verilen cezanın yanında, 1000 güne kadar, adli para cezası vardır. Suç cinsel içerikli olduğunda, cezalar yarı yarıya artırılır. Failin alacağı ceza, etkin pişmanlık yasasında göre 2/3 oranında indirilebilir. Dava Asliye Ceza Mahkemeleri’nde yürütülür.

Eğitim Öğretim Hakkının Engellenmesi Suçu ve Cezası (TCK m.112)

Kişilerin özel okul ya da devlet okulu olup olmadığı fark etmeden, eğitim ve öğretime bağlı kamu hizmetini almasının engellenmesi, eğitim ve öğretim hakkının engellemesine suçudur.

Suçun oluşması için;

  • Kişinin eğitim ve öğretim faaliyetlerinin sürdürülmesine engel olacak faaliyetlerde bulunması
  • Eğitim gören kişilerin bulundukları binalara girilerek, eğitime engel olunması
  • Failin suçu bilinçli ve iradesiyle yapmış olması gerekir.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda eğitim ve öğretim hakkının engellenmesi suçu ve cezası (TCK m.112)’de düzenlenmiştir. Eğitim ve öğretim hakkının engellenmesinde, bazı nitelikli haller de aranır.

  • Silahla tehdit etme
  • Kişinin, suçu işleyen fail tarafından tanınmayacak hale getirilmesi
  • Özel işaretler kullanılarak hazırlanmış imza olmayan mektuplar
  • Suçun, birden fazla kişinin yardımıyla yapılıyor olması
  • Kamu görevinin oluşturduğu nüfuzu, kötüye kullanmak

Cebir ya da tehdit kullanarak eğitim ve öğretim hakkının engellenmesi durumunda; 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilir. Eğer suç yukarıda sayılan nitelikli suçları da işlemişse, verilecek ceza bir kat daha artırılır. Dava Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülür.

Kamu Hizmetlerinden Yararlanma Hakkının Engellenmesi Suçu ve Cezası (TCK m.113)

Devlet ya da farklı kamu tüzel kişiler tarafından, kamu genel ve ortak gereksinimlerin karşılanmasıyla amacıyla sunulan hizmetler, kamu hizmetini oluşturur. Kamu hizmetinden herkesin yararlanması gerekir.

Ancak kamu hizmetlerinden yararlanma hakkının engellenmesi suçu ve cezası (TCK m.113)’de düzenlenmiştir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda hürriyete karşı suçlar (TCK m.106-m.124)’de düzenlenirken; kamu hizmetleri hakkının engellenmesi suçu da cezaya tabidir.

Kamu hizmetlerinden yararlanma hakkının engellenmesi suçunda unsurlar;

  • Suçun oluşması için; cebir ve tehdit kullanılmalı, hukuka aykırı faaliyette bulunulmuş olunmalıdır.
  • Cebir kullanarak ya da tehdit ederek, kamu faaliyetinin engellenmesi gerekir.

Herhangi bir uzlaşmaya tabi olmayan suç; uzlaşmaya tabi olmasa da soruşturma sürer. Suçun cezası ise 2 yıl ile 5 yıl arası hapis cezası olarak verilir. Suç nitelikli olarak işlenmişse, verilen ceza bir kat daha yükseltilir. Ancak hapis cezası adli para cezasına çevrilebilir. Davanın görüleceği mahkeme ise Asliye Ceza Mahkemesi’dir.

Hürriyete Karşı Suçlar (TCK m.106-m.124); Siyasi Hakların Kullanılmasının Engellenmesi Suçu ve Cezası (TCK m.114)

Siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi suçu ve cezası (TCK m.114)’de düzenlenmiştir. Kişilerin herhangi bir siyasi partiye üye olup olmamasını, üyeliği varsa ayrılmasını, siyasi faaliyette bulunup bulunmama hakkının engellenmesi olarak işlenir.

Suç meydana gelirken herhangi bir cebir, zorlama ya da tehdit kullanılmışsa; kişinin 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasına hükmedilir. Eğer cebir ya da tehdit kullanılmış ya da hukuka aykırı şekilde parti faaliyetleri engellenmişse, 2 yıl ile 5 yıl arasında hapis cezasına hükmedilir.

Siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi suçunda;

  • Türk Ceza Kanunu’nun 114/1 maddesinde belirtilen alt sınırdan dolayı hapis cezası, adli para cezası olarak verilebilir.
  • Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı verilebilir.
  • Suça verilen cezada erteleme yapılması da mümkündür.

Siyasi kullanılmasının engellenmesi suçu şikâyete tabi değildir ve soruşturma kendiliğinden devam eder. Davanın zaman aşımı 8 yıldır ve Asliye Ceza Mahkemesi tarafından yürütülür.

İnanç, Düşünce Kanaat Hürriyetinin Kullanılmasının Engellenmesi Suçu ve Cezası (TCK m.115)

Kişilerin din, siyasi, felsefi ve sosyal yönden inançlarını yerine getirmesi ya da düşüncelerini dile getirmesi açısından özgürlüğünün kısıtlanması inanç, düşünce, kanaat hürriyetinin kullanılmasının engellenmesi suçu ve cezası (TCK m.115)’de açıklanmıştır.

Suçun oluşması için;

  • Sosyal inancıyla, dini ve felsefi inancıyla, düşüncesiyle, kişilerin değiştirilmesi zorlanması
  • Kişilerin inanç ve düşüncelerini açıklamalarına ya da yaymalarına engel olunması
  • Kişilerin toplu ya da bireysel olarak, ibadetlerini yerine getirmesini engellemek
  • Kişilerin inancından dolayı yaşam şekillerini değiştirmeye zorlamak

İnanç, düşünce, kanaat hürriyetinin kullanılmasının engellenmesi suçunda ceza, en basit haliyle 1 yıl ile 3 yıl arasında hapis cezasıdır. Eğer bu suç nitelikli olarak işleniyorsa, ceza 1 kat daha artırılır.

Cezanın adli para cezasına çevrilmesi mümkündür. Eğer para cezası ödenmezse, hapis cezası hükmü geçerlidir ve hapis cezasının ertelenmesi mümkün değildir. Asliye Ceza Mahkemeleri tarafından görülür.

Hürriyete Karşı Suçlar (TCK m.106-m.124); Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçu ve Cezası (TCK m.116)

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda belirtildiği üzere hürriyete karşı suçlar (TCK m.106-m.124)’de ayrı ayrı düzenlenmiştir. Kişinin konutuna izinsiz şekilde girmek, izin alınmış olsa da konut sahibinin, kişiyi dışarı çıkarmak istese de çıkmaması durumu, konut dokunulmazlığının ihlali suçu ve cezası (TCK m.116)’da belirlenmiştir.

Konut dokunulmazlığı ihlali suçu için;

  • Konut sahibinin rızası olmadan; konuta ya da konuta ait herhangi bir bölgeye izinsiz girilmesi gerekir.
  • Konut sahibi rıza gösterse de konut sahibinin çıkmasını istemesine rağmen, kişinin çıkmaması, suçu oluşturur.

Suç kasti olarak işlenebildiği gibi; manevi unsurlar göz önünde bulundurularak ama kasıt halinde işlenebilir. Yani taksir içermez. Konut dokunulmazlığının ihlalinde herkes fail ve herkes mağdur olabilir.

Konut dokunulmazlığı ihlali suçunun cezası 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası olarak verilir. İhlal suçunun cebir ya da tehdit kullanılarak işlenmiş olması durumunda 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası uygulanır. İşlenen ihlal suçuna; hâkim adli para cezası vermesi mümkündür. Davanın görüleceği mahkeme ise Asliye Ceza Mahkemeleri’dir.

İş ve Çalışma Hürriyetinin İhlali Suçu ve Cezası (TCK m. 117)

Kişinin çalışma özgürlüğünün elinden alınması 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçu ve cezası (TCK m.117)’de düzenlenmiştir. Asliye Ceza Mahkemeleri tarafından yürütülen davada suç unsurları ve nitelikli halleri göz önünde bulundurulur.

  • İş ve çalışma hürriyetinin ihlali, şikâyete tabi suçlardandır. Fiilin işlenmesinden itibaren 6 aylık süre içinde şikâyet edilebilir.
  • İhlal suçunun kanunda belirtilen 2, 3 ve 4.maddelerinde şikâyete tabi suç olmaktan çıkar. Soruşturma savcılık tarafından sürdürülür.
  • İhlal suçunun zaman aşımı 7 yıl olmakla birlikte; suçun işlendiği tarih itibariyle dava açılma ya da zaman aşımı süresi geçmişse, dava düşer.

İş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçu, cebir ve tahdit yoluyla ya da hukuka aykırı davranışlar şeklinde oluşmuşsa, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ya da adli para cezası uygulanır.

İhlal suçunu işleyen kişi; mağdur kişiyi orantısız şekilde çalıştırır, bağlılığını kullanır ve zor durumda bırakırsa, 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası ya da 100 günden az olmamak şartıyla adli para cezası verilir.

İhlal suçu sırasında, kasten yaralama neticesiyle nitelikli suç işlenirse; fail kasten yaralama suçundan ceza alırken, cezada hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı verilebilir.

Hürriyete Karşı Suçlar (TCK m.106-m.124); Sendikal Hakların Kullanılmasının Engellenmesi Suçu ve Cezası (TCK m.118)

Kişileri herhangi bir sendikaya üye yapmaya çalışmak ya da olmasını engellemek, sendika faaliyetlerini engellemek ya da sendika faaliyetlerine katılımı engellemek yanında; sendika yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlamak amacıyla sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçu ve cezası (TCK m.18)’de açıklanmıştır.

Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi suçu cezası;

  • Kişilerin bir sendikaya üye olmasını ya da olmamasını, sendika faaliyetlerine katılımı önlemek ve sendika yönetimindeki birinin zorla görevinden ayrılmasını sağlamak için işlenen ihlal suçu, 6 ay ile 2 yıl hapisle cezalandırılır.
  • Cebir ya da tehdit kullanarak, hukuka aykırı şekilde sendika faaliyetlerinin engellenmesi durumunda, 1 yıl ile 3 yıl arası hapis cezası uygulanır.

Türk Ceza Kanunu’nun 114/1 maddesine göre hapis cezası, adli para cezasına çevrilebilir. Aynı zamanda hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı ve cezanın ertelenmesi hükmü verilebilir.

Uzlaşma kapsamında olmayan ihlal suçu, aynı zamanda şikâyete tabi olmayan suçlardandır. Davada zaman aşımı 8 yıldır ve Asliye Ceza Mahkemeleri tarafından dava görülür.

Haksız Arama Suçu ve Cezası (TCK m.120) – Hürriyete Karşı Suçlar (TCK m.106-m.124)

Kamu görevlileri tarafından hukuka aykırı, usulüne uygun olmadan bir kişinin üzeri ya da eşyalarının aranması, haksız arama suçu ve cezası (TCK m.120)’de düzenlenmiştir.

Haksız arama suçu oluşması için;

  • Polis, jandarma gibi kamu görevlileri tarafından işlenebilir. Kamu görevlilerinin, nüfuzunu kullanarak, görevini kötüye kullanması aranır.
  • Kamu görevlilerinin, arama izni olmadan kişilerin üzerini ve eşyalarını arama suretiyle gerçekleşir.
  • Kasti olarak işlenen suçlar kapsamındadır. Kamu görevlisinin yetkisi olmaması ya da yetki sınırları dahilinde, bu suçu işlemiş olması gerekir.

Şikâyete tabi olmayan bir suç olan haksız arama suçu savcılık tarafından resen sürdürülmeye devam eder. Uzlaşma dahilinde olmayan suçun dava zaman aşımı 8 yıldır.

Asliye Ceza Mahkemeleri tarafından yürütülen davada, haksız arama suçunun cezası 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası olarak verilir. Hapis cezası sınırının olması dolayısıyla, hapis cezası adli para cezasına çevrilebilir ya da hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı verilebilir.

Hürriyete Karşı Suçlar (TCK m.106-m.124); Dilekçe Hakkının Kullanılmasının Engellenmesi Suçu ve Cezası (TCK m.121)

Yalnızca kamu görevlileri tarafından işlenen dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçu ve cezası (TCK m.121)’de açıklanmıştır. Kişilerin kamu makamlarındaki hizmetlerde özgürce yararlanması adına yazılan dilekçe yazma hakkını engelleme olarak açıklanır.

Suçun oluşabilmesi için;

  • Kamu görevlileri tarafından, suçun kasten işlenmesi gerekir.
  • Mağdur kişinin, herhangi bir gerekçeye dayandırarak yazdığı dilekçesinin reddedilmesi, kabul edilmemesidir. Buradaki ince nokta; dilekçenin yazımı sonrası talebin reddedilmesi değil, dilekçenin ilk baştan kabul edilmemesidir.
  • Dilekçenin kabul edilmemesinde, hukuki bir neden olmadan reddetme olmalıdır.

Sözlü şekilde yapılacak dilekçe hakkının ispatı önemlidir. Sözlü dilekçe hakkı engelleniyorsa, bu konuda tutanak tutulmalı ve şikâyet tutanak ile desteklenmelidir. Dilekçe hakkının engellenmesi suçunda; engellenmenin yapılmasıyla birlikte 6 aya kadar hapis cezası olarak öngörülür.

Hâkim tarafından hapis cezası verildiğinde, adli para cezasına çevrilme kararı verilebilir. Eğer adli para cezası tutarı ödenmezse, hapis cezası geçerliliğini korur. Cezanın ertelenmesi kararı da yine verilebilir. Dava Asliye Ceza Mahkemeleri tarafından yürütülür.

Hürriyete Karşı Suçlar (TCK m.106-m.124); Nefret ve Ayrımcılık Suçu (TCK m. 122)

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda nefret ve ayrımcılık suçu (TCK m.122)’de düzenlenmiştir. Hürriyete karşı işlenen suçlar bölümünde düzenlenen suçta; insanların önyargılarına göre davranarak, ayrımcılık yapabilmeleri üzerinde durulur.

Nefret ve ayrımcılık suçu için;

  • Kişinin dil, renk, cinsiyet, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini ya da mezhebi, milliyeti konusunda ayrımcılık ve nefret hissi uyanmış olmalıdır.
  • Kişinin kamuya sunulmuş taşınır ya da taşınmaz malların satışı, devri ya da kiraya verilmemesi
  • Kişinin kamuya sunulan belli hizmetten yararlanmaması
  • Kişinin işe alınması, ekonomik etkinlikte bulunması engellenirse, nefret ve ayrımcılık suçu işlenmiş olur.

Nefret ve ayrımcılık seçimlik bir hareket olduğundan dolayı, verilecek ceza 1 yıl ile 3 yıl arasında hapis cezası olacaktır. Şikâyete tabi olmayan suçlar arasında yer alır ve savcılık tarafından dava sürdürülmeye devam eder.

Verilen hapis cezası 1 yıl ya da altında olduğunda, adli para cezası verilebilir. Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı çıkabilir. Aynı zamanda verilen hapis cezasına erteleme kararı da çıkabilir.

Herhangi bir uzlaşmaya tabi olmayan nefret ve ayrımcılık davalarında, zaman aşımı 8 yıl olmakla birlikte, davaya Asliye Ceza Mahkemeleri bakar.

Hürriyete Karşı Suçlar (TCK m.106-m.124); Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu ve Cezası (TCK m.123)

Bireylerin sürekli olarak rahatsız edilmesi, huzurunun kaçırılması, yaşam tarzına müdahale edilmesi gibi durumlarda, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ve cezası (TCK m.123)’de düzenleme yapılmıştır.

Suçun oluşması için, birden fazla müdahalenin olması gerekir. Buradaki önemli nokta, ısrar etmektir. Herhangi bir sayı sınırı olmamakla beraber; failin sürekli olarak telefonla taciz etmesi, ısrarlı şekilde gürültü çıkarmak, hukuka aykırı şekilde davranmak, kişi ya da kişilerin huzur ve sükununu bozmak şeklinde gerçekleşir.

  • Suç uzlaşmaya tabidir. Uzlaşma gerçekleşmezse, dava devam eder. Uzlaşma prosedürü dışında, tarafların anlaşması durumunda, dava biter.
  • Verilen hapis cezasının adli para cezasına dönüştürülme ihtimali bulunur. Ceza miktarı ödenmezse, failin hapis cezası yürürlüğe girer.
  • Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı verilebilir. Aynı zamanda cezanın ertelenmesi yönünde de karar çıkabilir.

Seçimlik hareketler içinde değerlendirilen suçun cezası 3 ay ile 1 yıl arasında hapis cezasıdır. Şikâyete tabi suçlar arasındadır ve şikâyet geri çekildiğinde, dava da düşer. Dava Asliye Ceza Mahkemeleri tarafından yürütülür.

Haberleşmenin Engellenmesi Suçu ve Cezası (TCK m.124)

Hürriyete karşı suçlar (TCK m.106-m.124)’de düzenlenen haberleşmenin engellenmesi suçu ve cezası (TCK m.124) açıkça belirtilmiştir. Kişi ya da kamu kurumlarının arasında meydana gelen haberleşmenin engellenmesi, suç teşkil eder.

Suçun oluşması için;

  • Kişiler arasındaki haberleşme ağının, bilerek ve isteyerek engellenmesi gerekir.
  • Kamu kurumları arasındaki haberleşme, hukuka aykırı şekilde engellenmelidir.
  • Her türlü basın ve yayın organının, hukuka uygun olmayan şekilde engellenmesi şartı vardır.

Kişiler arasında meydana gelebilecek haberleşme özgürlüğünün, basın ve yayın organları yayınlarının hukuka aykırı olarak engellenmesi gerekir.

Haberleşmenin engellenmesi suçunda, kişiler arasında haberleşme, hukuka aykırı şekilde engelleniyorsa, 6 ay ile 2 yıl hapis cezası ya da adli para cezası verilir. Kamu kurumları arasındaki iletişim, hukuka aykırı şekilde engelleniyorsa, 1 yıl ile 5 yıl arasında hapis cezası verilir.

Basılan ve yayınlanan her türlü yayın faaliyetlerinin hukuka aykırı şekilde engellenmesi halinde, 1 yıl ile 5 yıla kadar hapis cezası alır. Haberleşmenin engellenmesi suçu şikâyete tabi olmaz ve resen devam eder. Dava Asliye Ceza Mahkemeleri’nce yürütülür.

Online Nuroğlu Hukuk - Çevrimiçi Hukuki Danışmanlık online.nurogluhukuk.com, hukuki ihtiyaçlarınıza hızlı ve etkili çözümler sunan modern bir çevrimiçi danışmanlık platformudur. Lisanslı ve deneyimli avukatlarımız, hukuki sorunlarınızı internet üzerinden güvenli ve erişilebilir bir şekilde çözmenize yardımcı olur. Neden Online Nuroğlu Hukuk?
  • Hızlı Erişim: Online platformumuz sayesinde, hukuki danışmanlık hizmetlerine anında ulaşabilir ve acil durumlarınızda hızlı çözümler alabilirsiniz. Randevu alma veya fiziksel ofis ziyaretine gerek kalmadan, ihtiyaç duyduğunuz desteği hemen sağlayabilirsiniz.
  • Maliyet Etkinliği: Hizmetlerimizi çevrimiçi olarak sunarak, geleneksel hukuk bürolarının sunduğu yüksek maliyetlerin önüne geçiyoruz. Ücretlendirme, danışmanlık hizmeti başlamadan önce net ve şeffaf bir şekilde belirlenir, bu da bütçenizi daha iyi yönetmenize olanak tanır.
  • Kapsamlı Uzmanlık: Farklı hukuk alanlarında uzmanlaşmış avukatlarımızla geniş bir yelpazede hizmet sunuyoruz. Ticaret hukuku, iş hukuku, aile hukuku ve daha fazlası için en uygun uzmanı seçebilir ve sorularınızı profesyonel bir şekilde çözebilirsiniz.
  • Güvenli ve Gizli Danışmanlık: Tüm görüşmeleriniz son SSL sertifikalı şifreleme ile korunur, kişisel bilgileriniz ve hukuki verileriniz güvenli bir şekilde saklanır. Gizliliğiniz bizim için önemlidir.
  • Kullanıcı Dostu Platform: Basit ve etkili kullanıcı arayüzümüz ile hukuki danışmanlık sürecinizi kolayca yönetebilir, belgelerinizi dijital olarak paylaşabilir ve görüşmelerinizi hızlı bir şekilde gerçekleştirebilirsiniz.
Kayıt olun, sorunuzu tanımlayın ve ihtiyaçlarınıza uygun uzman avukatlardan profesyonel danışmanlık hizmeti alın. Online Nuroğlu Hukuk ile hukuki süreçlerinizi daha hızlı, verimli ve maliyet etkin bir şekilde yönetebilirsiniz.

ÖNEMLİ NOT: 

Nuroğlu Hukuk Bürosu olarak internet sitemizde sunduğumuz Hürriyete Karşı Suçlar (TCK m.106-m.124) ve tüm içerikler, ziyaretçilerimize genel hukuki bilgi sağlamak amacıyla hazırlanmıştır. Ancak, her hukuki mesele kendi içinde benzersizdir ve her davanın ayrıntıları farklılık gösterebilir. Bu sebeple, yalnızca sitemizdeki bilgilere dayanarak hareket edilmemesi önemlidir. Hukuki konularda doğru ve sağlıklı bir yol izleyebilmeniz için profesyonel bir avukattan danışmanlık almanız gerekmektedir. Unutmayınız ki, internet sitemizdeki içerikler Türkiye Barolar Birliği’nin meslek kurallarına ve reklam yasağı düzenlemelerine tam uyum içinde oluşturulmuştur. Sitedeki bilgilerin herhangi bir hukuki sorununuzun çözümü için yeterli olacağı garanti edilmemekte, profesyonel danışmanlık gerektiren konularda büromuzun sorumluluk üstlenmeyeceği açıkça belirtilmektedir. Her durumda, size en iyi hizmeti sunabilmek için hukuk büromuzla birebir iletişime geçmenizi ve konunuzu profesyonel bir yaklaşımla değerlendirmenizi tavsiye ederiz.

Online danışmanlık, her yerden erişim sağlayarak profesyonel destek almayı kolaylaştırır.

Online danışmanlık, her yerden erişilebilirlik sağlar, zaman tasarrufu sağlar ve maliyetleri düşürür.

Hukuk Büromuz her biri kendi alanında uzman olan Avukatlar, Öğretim üyeleri, Teknik uzman ve Hukuk Asistanları ile işbirliği içerisinde çoklu sayı ihtiva eden seri İcra Takip Dosya hukuki konularda danışmanlık ve avukatlık hizmetleri vermektedir.

İletişim